Onsekiz yıllık Eşim birgun.
Eşim evin ziline bastı ve birkaç saniye sonra kapıyı açan kişiyi gördüm. Şok içinde donup kaldım, nefesim kesildi. Gözlerime inanamıyordum. Kapıyı açan kişi ablamdı.
O an neye uğradığımı bilemedim, sanki dünya başıma yıkıldı. Kalbim göğsümden çıkacak gibi atıyordu, midem bulanıyordu. Ablam, bana her şeyimi anlatabileceğim sırdaşım, beni bırak git diyen ablam… Şimdi karşımda, eşimle bu evin kapısında duruyordu. İkisi birbirine gülümsedi, sanki uzun zamandır bekledikleri bir anı yaşıyor gibiydiler. Birbirlerine nasıl baktıklarını gördüğümde içim bir kez daha ezildi. Eşim onun evine girerken ablam kapıyı kapattı ve ben, taksinin arka koltuğunda dehşet içinde kalakaldım.
Bir anlık bir sessizlik içinde boğuluyordum. Zihnim allak bullak olmuştu. Bunca zaman bana nasıl böyle büyük bir ihaneti saklayabilmişti? Eşim nasıl olur da benim ablama aşık olabilirdi? Ablam… Nasıl bana bunu yapabilirdi? Onun güven veren sözleri, bana destek oluyormuş gibi görünen tavrı hepsi birer yalandı demek ki. Başından beri bana arkamdan ihanet ediyordu. Beni en zor anımda yalnız bırakıp, bir de eşimle nasıl bir ilişkiye girmişti?
Gözyaşlarıma hakim olamıyordum, taksici dönüp bana bakıyordu ama konuşamıyordum. İçimde büyük bir öfke, kırgınlık, hayal kırıklığı ve çaresizlik vardı. Orada daha fazla kalmak istemedim, taksiciye “Beni evime götür” dedim. Yolda neler olduğunu anlamaya, olan biteni kafamda toparlamaya çalışıyordum ama olmuyordu.
Eve vardığımda kendimi yatağa attım ve gözlerimi tavana diktim. Düşündükçe sinirlerim iyice geriliyordu. Nasıl olur da yıllardır bana en yakın olan kişi, ablam, böyle bir şey yapabilirdi? Beni gerçekten sevdiğini düşünüyordum, bana “bırak gitsin” derken aslında arkamdan böylesine bir ihanet planı mı yapıyordu? Eşimle gizlice buluşmalar, planlar… Ne zamandır böyleydi? Ne kadar zamandır benim gözümün içine baka baka ikisi de yalan söylüyordu?
Bütün gece boyunca düşündüm, ağladım, hayal kırıklığıyla kıvranıp durdum. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Her şey birbirine girmişti. İhanetin acısı, ablamın yaptığı bu şey… Annemin neden son zamanlarda bana soğuk davrandığını şimdi anlamıştım. Annem de her şeyin farkındaydı ama bana bir şey söylemiyordu.
Sabah uyandığımda gözlerim şişmiş, başım ağrıyordu ama kararımı vermiştim. Bu ihaneti kabullenmeyecektim. Eşim de ablam da bana bunu yapmıştı, ama ben artık kendimi korumalıydım. Önce kendi iyiliğim için, sonra çocuklarım için. Bu ilişkiyi uzatmanın ya da daha fazla acı çekmenin bir anlamı yoktu. Eşimle yüzleşecektim, ne kadar canım acısa da. Artık onların oyunlarına, yalanlarına boyun eğmeyecektim.
O sabah eşim eve geldiğinde onu karşısına aldım. Gözlerinin içine bakarak sordum:
“Bana bir şey söylemek istediğin var mı?”
Bir anlık şaşkınlıkla yüzüme baktı ama ne diyeceğini bilemedi. Sonra devam ettim:
“Her şeyi biliyorum. Dün akşam ablamın evine gittiğini gördüm.”
O an gözlerindeki şaşkınlık yerini suçlulukla karışık bir korkuya bıraktı. Sessizce başını eğdi. Ne diyeceğini bilmiyordu çünkü artık gizleyecek bir şey kalmamıştı. Gözyaşlarımı tutmaya çalışarak ona son sözlerimi söyledim:
“Seninle bu noktaya gelmek istemezdim. Ama senin de, ablamın da ihanetini kabul etmeyeceğim. Bu evliliği bitireceğim. Ama bunu sadece senin için değil, kendim için yapacağım. Ben artık sizin yalanlarınızla yaşamak istemiyorum.”
Eşim, ne diyeceğini bilemeden sadece başını öne eğdi. Ve o an anladım ki, en zor olan kısım, bu ihaneti kabullenmek değil, bu ihanetin üstesinden gelmekti. Ama bunu başaracaktım. Hem kendim, hem de çocuklarım için…