80 yaşına geldim gözlerim pek görmüyor, hanımı geçen sene kaybettim, o varken yaşıyormuşum ben, yokluğunda anladım, tek oğul olunca mecbur yanlarına aldılar beni, gelin mutsuzdu anlıyordum, ama bende istemezdim evimden ocagimdan çıkmayı, kader bunuda gösterdi bize, sular kesilmiş, abdest alacağım kızım sobanın üstünden Bi şu getirsen dedim, hiç ses etmedi ama getirdi, ben dökerim suyu sen al abdestini dedi, kaynar suyu döktü ellerime, ahhh diye bagırmışım birden, yalandan bağırma dedi gelin devam et al abdesti diyerek bidaha döktü elime suyu tam o sırada oğlum girdi kapıdan sesimi duymuş geldi neoluyor burada dedi, ellerim kıpkırmızı olmuş bisey yok oğlum desemde, karısına baktı, benim elimede dök bakalim şu suyu dedi…. devamını okumak için diğer sayfaya geçiniz
Oğlunun sesi odayı doldurunca, bir an sessizlik oldu. Gelin başını eğip sessizce geri çekildi, odayı terk etti. Oğlunun gözlerinde öfke ve şaşkınlık vardı. “Baba,” dedi hafif bir tonla, “ellerini göster.” Titreyen ellerini uzattım ona, kızarmış, sıcak sudan yanmıştı. Oğlum derin bir nefes aldı, “Sana bu yapılmamalıydı,” diye fısıldadı, gözlerinde suçluluk parıltısı. “Bunu nasıl gözden kaçırdım?”
“Boş ver oğlum,” dedim, sanki her şey sıradanmış gibi, “kaza işte. Gelinin de bir suçu yok, o da genç, bir sürü derdi var. Zaten bende hep bir yük oldum size, evden ocaktan kopunca insan böyle hissediyor.”
Oğlum oturup başını ellerinin arasına aldı, derin bir düşünceye daldı. “Baba, biz seni evimizde görmek istiyoruz ama… seni böyle incinmiş görmek… bu benim için çok zor.” Gözleri dolmuştu, sesi titriyordu. “Keşke annem burada olsaydı.”
Bu söz beni derinden yaraladı ama bir yandan da yüreğimi ısıttı. “Annen olsaydı,” dedim hafif bir gülümsemeyle, “bana kimse böyle davranmazdı, biliyorsun.”
Oğlunun sesi odayı doldurunca, bir an sessizlik oldu. Gelin başını eğip sessizce geri çekildi, odayı terk etti. Oğlunun gözlerinde öfke ve şaşkınlık vardı. “Baba,” dedi hafif bir tonla, “ellerini göster.” Titreyen ellerini uzattım ona, kızarmış, sıcak sudan yanmıştı. Oğlum derin bir nefes aldı, “Sana bu yapılmamalıydı,” diye fısıldadı, gözlerinde suçluluk parıltısı. “Bunu nasıl gözden kaçırdım?”
“Boş ver oğlum,” dedim, sanki her şey sıradanmış gibi, “kaza işte. Gelinin de bir suçu yok, o da genç, bir sürü derdi var. Zaten bende hep bir yük oldum size, evden ocaktan kopunca insan böyle hissediyor.”
Oğlum oturup başını ellerinin arasına aldı, derin bir düşünceye daldı. “Baba, biz seni evimizde görmek istiyoruz ama… seni böyle incinmiş görmek… bu benim için çok zor.” Gözleri dolmuştu, sesi titriyordu. “Keşke annem burada olsaydı.”
Bu söz beni derinden yaraladı ama bir yandan da yüreğimi ısıttı. “Annen olsaydı,” dedim hafif bir gülümsemeyle, “bana kimse böyle davranmazdı, biliyorsun.”