Okuyana kahkaha attıracak üç farklı esprili hikaye. Erzurumlu bir adamın İstanbul’da gördüğü kibar karşılama şeklini karısına anlatması ve karısının onu alaycı bir şekilde karşılaması, otobüse binen bir kadının şoförle aralarında geçen diyalog ve keman dersi alan bir çocuğun köpeği ile hikayesi haberimizde...
İstanbul’da yaşamaya alışamayan Erzurumlu, otobüs şoförünün bebek eleştirisi ve keman çalan çocuk ve köpek… Bu üç fıkra, Türkiye’nin farklı yörelerinden gelen insanların kültürel çatışmalarını, mizah yoluyla anlatıyor.
İstanbul’da Yaşamaya Alışamayan Erzurumlu
Erzurumlu bir adam, iş için İstanbul’a gurbete gitmişti. Bir süre sonra memleket hasreti çekip dönmeye karar verdi. Karısına da İstanbul’da yaşayan hanımların kocalarını nasıl nazik ve kibar karşıladıklarını anlattı. Eve geldiğinde karısının da kendisine “Hoş geldin sevgilim, yorgun musun, aç mısın?” gibi sözler söylemesini bekliyordu. Ama karısı kapıyı açtığında şöyle dedi:
Uyy kocacığım, donmuşsun, buz gibi olmuşsun…
Otobüs Şoförünün Bebek Eleştirisi
Bir kadın, bebeğiyle birlikte otobüse binmek istedi. Otobüs şoförü, kadının bebeğini görünce dayanamayıp “Ne kadar çirkin bir bebekmiş!” diye söylendi. Kadın çok sinirlendi ve otobüse bindi. En arkadaki boş koltuğa oturdu. Yanındaki adam, kadına sordu:
Affedersiniz, az önce şoförle ne konuştunuz?
Bana çok saygısızca davrandı. Bebeğime hakaret etti.
Bu kabul edilemez. Bir kamu görevlisi böyle yapamaz. Gidip şikayet edin.
Haklısınız. Hemen gidip ona bir ders veriyim.
Tamam, siz gidin de ben de maymununuza bakayım…
Keman Çalan Çocuk ve Köpek
Bir ailede küçük bir çocuk vardı. Çocuk, keman dersi alıyordu ve evde prova yapıyordu. Babası da salonda oturmuş gazete okuyordu. Evin köpeği de çocuğun kemanından çıkan seslere kulak veriyor ve havlayarak eşlik ediyordu. Bu durum babayı çok rahatsız ediyordu. Bir süre sabretti ama dayanamadı ve oğluna seslendi:
Oğlum, lütfen başka bir şey çal da şu köpek susup gazetemi okuyayım!