Ultrason cihazının ekranındaki canlı görüntüler, odayı bir anda donuk bir sessizliğe boğdu. Doktor, hareketi durduğunda nefesim kesildi. Kadınlar odasındaki ışık bile sanki söndü—bir şeylerin çok yanlış olduğunu hissediyordum.
Doktor yanımıza davet etti ve kapıyı kapatıp sessizce başladı:
“Lütfen… hemen buradan ayrılın. Geride hiçbir iz bırakmayın.”
Kalbim birden ağırlaştı. “Niçin?” diye sorarken sesi titreyerek yanıt verdi:
“Hepsi ekranı gördüğünüzde kendiliğinden anlaşılacak.”
O andan sonra ne eve dönmeyi, ne alışık olduğumuz hayatı sürdürmeyi göze alabildim. İçimde bir şey kırılmıştı.
Odada yeniden ultrason başladı. Dr. Martin ekranın karşısında durdu; alnı çatık, parmakları titriyordu. Gözleri monitördeki görüntüyle, benimle arasında gidip geliyordu.
“Beyefendi,” dedi kapı arkasından, “kısa süreliğine yalnız kalabilir miyiz?”
Kapalı kapı ardında, gözlerinde taşıdığı ciddiyetle konuşmaya başladı:
“Bu söylediklerim zor olacak ama bilmeniz lazım, David…”
Sesindeki ağır ton, hüznü ve kararı aynı anda taşıyordu.
“Yaptığımız ölçümler… gebelik süresi ile söyledikleriniz örtüşmüyor. Hesaplar, bebeğin yaklaşık 26 hafta önce oluştuğunu gösteriyor; siz o zamanlar Denver’da, iş seyahatindeydiniz.”
Zihnime bir anda gerçeklerin keskin şerhı indi; gizli konuşmalar, açıklanamayan davranışlar ve dudakların ardındaki suskunluk… Her şey tamamlandı.
Geri döndüğümde, Anna yatakta hareketsiz yatıyordu; yanaklarından sessizce süzülen yaşlar, gerçeğin farkında olduğunu haykırıyordu.
Soğuk bir sesle, titrek ama son derece kararlıydım:
“Sana göstermek istiyorum.”
Ultrason cihazının ekranındaki canlı görüntüler, odayı bir anda donuk bir sessizliğe boğdu. Doktor, hareketi durduğunda nefesim kesildi. Kadınlar odasındaki ışık bile sanki söndü—bir şeylerin çok yanlış olduğunu hissediyordum.
Doktor yanımıza davet etti ve kapıyı kapatıp sessizce başladı:
“Lütfen… hemen buradan ayrılın. Geride hiçbir iz bırakmayın.”
Kalbim birden ağırlaştı. “Niçin?” diye sorarken sesi titreyerek yanıt verdi:
“Hepsi ekranı gördüğünüzde kendiliğinden anlaşılacak.”