Erdoğan, ülkede tarıma ve hayvancılığa en büyük desteklerin kendi vakitlarında verildiğini, her alanda çok mühim üretim artışlarının bu dönemde sağlandığını vurguladı. Bu süreci başbakanlığı döneminde başlattıklarını dile getiren Erdoğan, çiftçilerin de bunun kıymetini bildiklerini ifade etti. Erdoğan, bugünün saseneyerıyla 20 senede aşağı yukarı 470 milyar lira destek ödemesi yaptıklarını, bu sene amacıyla 25,8 milyar lira olarak plan edilen tarımsal destekleme bütçesini de eklerle 29 milyar liraya yükselttiklerini, Bu sayede bu sene buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale yapımcılarına mazot, gübre, sertifikalı tohum ve ek girdi desteği vasıtası ile dekar başına 116 lira ödeyeceklerini bildirdi. Erdoğan, tarımsal hasılanın 337 milyar liraya ulaşmasının verdiği bu desteklerin karşılığının alındığını gösterdiğini ifade etti. Geçen sene tarımsal dışalımın önceki seneye göre aşağı yukarı yüzde 21 artışla 25 milyar dolara, dış ticaret fazlasının ise yüzde 31 artışla 7,2 milyar dolara çıktığını izah eden Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu saseneyer nerede olduğumuzu göstermesi bakımından çok çok mühim. Sizlerin gayretli çalışmaları vasıtası ile sebze ve meyve üretiminde Avrupa’da birinci sıradayız.
Son 20 senede oluşturduğumuz kuvvetli altyapı vasıtası ile besin tedarikinde mesele yaşamayan, kendisine yeterlilik seviyesi yüzde 140 olan bir ülke mevkisine geldik.
Topraklarımızın verimini çoğaltmak amacıyla hükümetlerimiz döneminde aşağı yukarı 300 milyar liralık su yatırımı gerçekleştirmek amacıyla 9 bin 989 tesisi hizmete aldık.
Tüm şunlar, kiminle yapıyoruz bunu? Çiftçilerimizle yapıyoruz, çiftçilerimiz amacıyla yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinde oluşturulan baraj miktarını 2’ye katladık, toplam 47 milyon metreküp su depolanan 654 yeni barajı ülkemize kazandırdık. Cumhuriyet tarihinde bu tür bir şey yok. Böylece çiftçilerimize senelik 60 milyar lira ek gelir artışı sağladık. Topraktan geldik gene toprağa gideceğiz. Onun amacıyla toprak kadar verimli bir varlık olamaz. Tarımı çok önemsiyorum. Tarımın sizler birer mihmandarısınız. Hayvancılıkta, tarımda atacağımız ismimlarla, Vahit Bey sizlerle hemhal olacak. Bu topraklar Türkiye’yi ayağa kaldıracak.” Ormancılık bölümünde da var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini bildiren Erdoğan, son 20 senede aşağı yukarı 6 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını bildirdi. Orman varlığını en çok artıran ülkeler listelenmesinde Türkiye’nin Avrupa’da birinci, dünyada altıncı sırada olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları ifade etti: “İspat bu. Bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Tüm belgeler hepsi ortada. Tabii şunlar birtakımlarının işine gelmiyor. Yalan hatalı bilgilerle, kuraklık gibi yangın gibi harp gibi çevresel insani krizler gibi hususları bahane ederek milleti paniğe sevk etmek amacıyla uğraşıyorlar. Herdurumda şunların kimler olduğunu biliyorsunuz. Türkiye’nin dünyanın en mühim besin dışalımçısı olduğunu, bunun amacıyla lüzumen ham maddelerin mühim kısmını de dışarıdan aldığımızı bildikleri durumda rakam oyunlarıyla kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Maalesef işte son günlerde ayçiçeği yağı husussu ile alakalı kayda değer rastgele bir mesele olmadığı durumda bu tür bir panik havası oluşturulmuştur. Aynı oyunun diğer alanlarda oynanmak istenmesi muhtemeldir. Halbuki karşımızdaki hal şudur, ülkemizin geçen sene dışalıma yönelik üretim yapan besin sektörleri amacıyla dışarıdan ithal ettiği 8,1 milyon ton buğdayın 5,6 milyon tonu Rusya ve Ukrayna menşelidir.” Arpa, mısır, küspe, kepek ithalatında da benzer bir tablo bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: Dolayısıyla Ukrayna-Rusya Savaşı’nın yol açabileceği tedarik meseleları kuşkusuz bizi tesirlemiştir, tesirleyecektir ama bu tesir soframızdaki ekmek değil, dışalım üstünde olacaktır. Besin sektörümüz, Kazakistan, Amerika, Kanada başta olmak üzere diğer seçenek tedarik kaynaklarıyla alakalı arayışlarını sürdürmektedir. Ülkemizin harpan her iki tarafla da sürdürdüğü dengeli ilişkilerin bu bölgeden gelen ürün tedarikini tamamiyle kesmeyeceğini de ümit ediyoruz. Bunun beraberinde Tarım ve Orman Bakanlığımız ile Tarım Kredi Kooperatiflerimiz ayçiçeği ve mısır ekimiyle alakalı lüzumlu tedbirleri alıyor. Sadece Tokat özelinde üreticilerimizle 20 bin ton yağlık ayçiçeği ve 30 bin ton dane mısır amacıyla sözleşmeli üretim yapılması planlandı. İşte Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında burada lüzum Sayın Putin lüzum Sayın Zelenskiy ile yaptığımız görüşmelerde de bizim 50’ye yakın gemimiz bölgedeydi ve bu gemilerimizin önünü açtılar ve lüzum ayçiçeği yağı lüzum diğer hububat gibi tüm o mamülleri getiren gemileri ülkemize gönderdiler ve anında anında tamamına yakını ülkemize ulaştı.” diye hususştu.
Erdoğan, daha sonra çiftçilere söz verdi. Bir çiftçi, soğuk hava deposu ve paketleme husussu ile alakalıki meselelarınin atılan ismimlarda çözüldüğünü, yeni havalimanının da açılmasıyla mamüllerini direk vatan dışına gönderebileceklerini ifade ederek, Cumhurdiğernı Erdoğan’a teşekkür etti. Genç bir çilek yapımcısı “Köyümde yaşam sürdürmek amacıyla bir sürü namacıylaim var” projesiyle küçükbaş hayvancılık yapmaya başladığını, başlangıçta 100 hayvanı varken, bu sayının 200’ü aştığını, küçükbaş hayvancılıkta çoban bulmanın zor olduğunu, sigorta primi husussu ile alakalı destek beklediklerini söyledi. Erdoğan’ın “Nasıl karlı bir iş mi?” sorusuna genç üretici, “Evet çok karlı. Erdoğan’ın, “Ortaklığa kabul eder misin?” esprisi üstüne salonda gülüşmeler yaşandı. Erdoğan’ın, “Biraz da cumhurdiğernımıza gönderelim demedin.” diyerek şakalaştığı genç üretici, “Her vakit inşallah gönderirim. Genç çiftçilerimize verdiğiniz desteklerden kaynaklı çok teşekkür ederim.” karşılığını verdi. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ise “Radarımızda efendim” yanıtını verdi. Bakan Kirişci’nin bu yanıtı gülüşmelere namacıyla oldu. Erdoğan, bunun üstüne “Hoca da hem profesör hem siyasetçi, bundan kaynaklı daha yakın çalışmanız lazım. Radarımızda dediğine göre sinyali aldın.” ifadelerini kullandı. Çobanlık husussunun önemine değinen Kirişci ise “Bu düzenin ‘Köye dönmek amacıyla pek çok sebebimiz var’ projesi gerçekten bizim köyden kente göçü tersine çevirmek adına güzel bir proje.” diye hususştu. ‘Evimize geri dönelim’ söylüyordu ya. Senin hemşehrin. Adanalı olunca…” sözleri gene gülüşmelere namacıyla oldu. Vahit Kirişci, çobanların sosyal güvenliklerinin hükümet doğrultusundan sağlanması şeklinde bir talep yaklaştığını belirtirken, bu hususta alakalı bakanlıkla çalışmalarının sürdüğünü, kısa vakitte müjdeler vermeyi umduklarını belirtti.” Çamdere Köyü Muhtarı olduğunu bildiren Adnan Eren adlı çiftçi de serada çilek üretimi yaptığını ifade ederek devlet desteği ile köylerine gelen basınçlı sulama sistemiyle resmen üretimde çığır açtıklarını söyledi. Tokat’ın sulamasının bel kemiğini Almus Barajı’nın oluşturduğunu bildiren Eren, su kayıplarının önlenmesi amacıyla kanalların kapalı sisteme alınmasını istediklerini dile getirdi. Erdoğan da bunun devamlı hususştukları bir husus olduğunu aktararak şu şekilde devam etti: Vahit Bey’le de bunu hususştuk, hızla bizim kapalı sisteme geçmemiz lazım. Çünkü yüzde 60 gibi buharlaşma namacıylaiyle kayıbımızı biz büyük oranda geri çevirmemiz lazım. Bunu geri çevirdiğimiz vakit, kapalı sistemden basınçlı sisteme geçmek amacıyla bu sulamayı gerçekleştirmek, bizim amacıyla hem çok daha karlı, çiftçimiz amacıyla de çok çok daha karlı bir sonuç doğuracaktır. İnşallah bunun alt yapısını, her şeyini hızla yapıp bu ismimları da atacağız.” Muhtarın teşekkür etmesi üstüne Cumhurdiğernı Erdoğan’ın söylediği, “Sana kimse muhtar bile olamaz diyemez, sen oldun.” sözleri katılımcıları güldürdü. Erzak Kooperatifi Başkanlığını yaptığına işaret eden Gülşen Bekgöz de 7 bayan bir araya gelerek bağ mamülleri ürettikleri kooperatiflerini kurduklarını anlattı. Dubai’ye salamura yaprak gönderdiklerini altını çizen Bekgöz, ilaveten 14 bayan kooperatifi daha kurulduğuna, mamüllerini vatan dışına pazarlamak istediklerine ciddiye çekti. Bekgöz’ün bayan kooperatiflerinin mamüllerini Tarım Kredi Kooperatifi Marketlerinde satmak istediklerini belirtmesi üstüne Erdoğan, “Ne demek. Rahatlıkla satışa hazır” yanıtını verdi. Bakan Kirişci de bu marketlerin ana misyonunun bu olması lüzumtiğine işaret ederek, “Biz lüzumlu desteği sağlayacağız, oralarda raflarda diğer markalar yerine Tarım Kredi’nin kendi markası ve kooperatif marklarından biz mutlu oluruz.” dedi. Buradaki kim bilir ihraç edilecek daha nice mamüller var. Bunları da tabii vakit içersinde çeşitlendirerek göreceğiz.” şeklinde hususştu. Tuğba Ezmeci adlı bir bayanın, hayvancılık bölümünde çalıştığını ve bu işi bırakmak istemediğini söylemesi üstüne Erdoğan, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin et hayvancılığında hayvan arayışında olduğuna değindi. Erdoğan, “Hayvanlarınızı anında alır. Şu anda Uruguay’dan hayvan getirmeye çalışıyoruz. Halbuki burada var.” dedi. Salondakilere et hayvancılığında kaç bireyin besicilik yaptığını soran Erdoğan, “Et noktasında iyi bir noktada ise biz anında Tokat’tan Vahit Bey bu işin amacıylae girelim. Şu anda zira kırmızı ette, et hayvancılığında lüzumsinimiz var. Namacıyla Uruguay’dan alalım? Biz kendi ülkemizdeki hayvanları alabilmek amacıyla bu işi bitirelim. Önce benim kendi vatandaşımdan, çiftçimden aldığım hayvan, benim amacıyla en karlı hayvandır.” dedi.