4 yaşındaydım artık evlenme çağım geldide geçiyordu o yıllarda. Evlenmeden hep Rabbimden hayırlı eş istedim.
Annem ve akrabalarım bana kız bulduysa da ben hiçbirini beğenmedim. Sana huri mi bulacağız diyorlardı. Oysa ben dış güzellik değil iç güzellik istiyordum. Ben lise mezunuyum kendim gibi lise mezunu olsun, namazlı abdestli namuslu dürüst bir kız istiyordum. Ama bir türlü bulunmuyordu. Yok senin istediğin gibi diyorlardı.
Ben artık bu evlilik işinden neredeyse umudu kesmiş bir vaziyette idim.
Saçlarımı sıfır numaraya vurdurmuştum. Bir gün babam geldi bir kız bulmuş. Annenle görmeye gidin dedi. Ben bu saçla kız istemeye mi gidilir? diyecek oldum. Babam sert bir adamdı, bir bakış attı daha bir şey diyemedim. Onları kırmamak için mecburen gittim. Ama hiç umudum yoktu.
İyi ki de gitmişim. Hani derler ya «Körün istediği bir göz, Allah vermiş iki göz diye» aynen öyle oldu. Hem imam hatip mezunu, hem hafız. Benimle aynı siyasi görüşe sahip, siyasi çalışmalara katılıyor.
Biz odaya bir girdik evlilik meselesi konuşacaktık...