Hayatım bir zamanlar sade ama huzurluydu

Otuz yaşını biraz geçtim

Otuz yaşını biraz geçtim. Zayıf, yorgun ve donuk bir yüzüm var artık. Gözlerimde sadece sabır kalmış. Hayatım bir zamanlar sade ama huzurluydu. Şehrin dışında, küçük bir evde karımla yaşıyorduk. İkimiz de ilkokul öğretmeniydik. Lüksümüz yoktu ama mutluyduk. En önemlisi, birbirimizi çok seviyorduk. Sonra bir akşam, her şey değişti. Eşim marketten dönerken bir araba ona çarptı. Omurgası ağır hasar aldı, belden aşağısı felç oldu. Hastaneden aradıklarında derse girmiştim. Koşarak gittim. Onu gördüğümde tanımakta zorlandım.

Bir zamanlar hayat dolu olan kadınım, şimdi hareketsizdi. Gözleri yaşlı, dudakları titriyordu. Konuşamıyordu. O günden sonra işe ara verdim. Her şeyi ben yaptım: çorbasını içirdim, vücudunu temizledim, yaralarını sardım. Küçük evimiz bir hastane odasına döndü. Her yer ilaç ve dezenfektan kokuyordu. Bazı insanlar onu bir bakım merkezine götürmemi önerdi. Ama ben kabul etmedim. “O benim karım. Onunla ben ilgilenirim.” dedim. Günler birbirine benziyordu. Sabah erkenden kalkıp yemek pişiriyor, temizlik yapıyor, sonra geçici işlerde çalışarak para kazanıyordum.
Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz..
Reklamlar