Karımı geçen sene sonbahar da kaybettim… Yedi senelik evliliğimizin iki senesini kanser tedavisi için hastanelerde geçirmiştik. Karım, her evlilik yıl dönümümüz de ikimizin fotoğrafını çerçeveler, “bunlar bizim hayatımızın gölgeleri” derdi. Vefat ettiğinde, 7 tane resmimiz vardı.,,,,,,,,,,,,
ve bir gece onu aldattım. Oysa ona sürekli onu ne kadar çok sevdiğimi ve sonsuza kadar sadık kalacağımı söylerdim. Vefatından iki hafta önce yine aynı şeyi tekrarladım. Tuhaf bir gülümsemeyle baktı bana ve sadece “biliyorum” dedi. İzmir’e kar yağdığı gün, yani bir ay önce, evdeydim. Fotoğraflarımıza bakıyordum yine…Her çerçevenin altında bir harf olduğunu ilk kez o gün fark ettim.
“A-R-K-A-S-I-N…” gerisi için yılları yetmemişti. Ama sanırım “arkasına bak” yazmaya filan niyetlenmişti. Hemen çerçevelerin arkasına baktım. Hiçbir şey yoktu. Sonra bir şey dürttü beni, hepsini teker teker söktüm. İnanabiliyor musunuz, Her birinin Arkasından Bir Mektup Çıktı! Geçirdiğimiz Her Sene İçin Sevgi Dolu Sözler Yazmıştı. Onu Aldattığım seneye ait bir resmimizin içinden çıkan zarf ise simsiyahtı ve içinden şu sözler çıktı: “Gözlerin Bana Başka Birine Dokunmuş Gibi Baktı / Söylemene Gerek Yok, Biliyorum…” Onu Kaybedeli 1, Aldatalı 2 Yıl Oluyor. İçim Acıyor Şimdi.
Çünkü Kadınlar Biliyor, Hissediyor. Sadece Paylaşmak İstedim. Sana Boş Gözlerle Bakıp Seni Seviyorum Diyenin Sevgisinden Şüphe Et. Çünkü; Aşk Sessiz, Sevgi Dilsizdir…