İbni Sina tıbbı şöyle tarif eder. Tıp ilmi: Hastalık ve sıhhatle insan vücudunun halini öğretir. Sıhhatli olan kimselerin sağlığını korumak, hasta olanları sıhhate kavuşturmak bu ilim sayesinde olur.,,,,,,,
Sıhhat ve Hastalık Dört Sınıf Sebepten İleri Gelir
Maddi sebepler: Bunlar azalar ve onda dolaşan yeller ile kani safra, balgam, sevda ismi ile maruf bu dört unsur birinci sebebi teşkil ederler.
Fail sebepler: Bunlar yiyecek ve içecek şeyleri teşkil ederler. Bunların vücuttaki değişiklikleri hava, havanın içinde bulunan yabancı buharlar, dumanlar, gazlar, bunların vücutta toplanmaları, çıkmaları iklimler, şehirler oturulacak evler, erkeklik, dişilik ve daha birçok hastalığa tesir eden şeyler: ikinci sınıf sebebi teşkil ederler.
Suri sebepler: Bunlar insanın şekline aittir. Bir azanın fazla büyük veya küçük olması, tabii şekilde olup olmaması üçüncü sınıfı teşkil ederler.
Tamamlayıcı sebepler: Bunlar vücuttaki kan, safra, balgam, sevda ve azaların fiillerine mahsus olan hallerdir. Bunların kendileri sağlam olur da faliyetleri bozuk olursa, hastalık gelir. İbni sina bu dört sebebin iyi anlaşılması için sandalyeyi misal veriyor ve diyorki:
Sandalyenin ağacı maddi sebep
Sandalyeyi yapan fail sebep
Sandalyenin işe yarayacak bir hale gelmesi suri sebep.
Sandalyenin üzerine oturulduğu vakit sandalyeden beklenilen iş görülmüş olur. Bu da tamamlayıcı sebebi teşkil eder.
İnsan vücudundaki en hararetli şey ruh ve kalbdir. Ruh, kalhde meydana gelir, oradan bütün âzalara yayılır. Bunlardan sonra hararette kan, karaciğer, böbrekler ve adaleler gelir.
İnsan vücudundaki soğuk olan şeyler: Balgam, kemik, kıllar, kıkırdaklar, beyin, yağ ve sümüktür.
İnsan. vücudundaki rutubetli olan şeyler: Balgam, yağ, beyin, ilik, akciğer, dalak, böbrek ve adalelerdir.
İnsan vücudundaki kuru olan şeyler: Kıllar ve kemiklerdir.
İNSANLAR DÖRT DEVREDEN GEÇERLER:
Delikanlılık, 30 yaşına kadar geçen devre,
Duraklama, 35-40 yaşları arasındaki devre,
Kuhület, 40-60 yaşları arasındaki devre,
İhtiyarlık, 60’dan ölene kadar geçen devredir.
İBNİ SİNA KAN, SAFRA, BALGAM VE SEVDA’NIN NELERDEN MEYDANA GELDİĞİNİ ŞÖYLE AÇIKLAR:
ı – Kanın zahirî sebebi, normal yemekler, güzel şerbetlerden meydana gelir. Kan fazla sıcak ve soğuk olursa bu normal bir kan değildir.
2- Balgamın vücuttaki oluşunun zahirî sebebi, soğuk yemekler ve galiz gıdalardan meydana. gelir. Yapıcı sebebi ise hararetin azlığıdır. Balgam vücudun bazı ihtiyaçlarını karşılar, bunlar da mafsal gibi oynak yerlerin düzenli çalışmasına yarar.
3 – Safrayı meydana getiren ise güzel ve sıcak gıdalardır. Yapıcı sebebi fazla hararettir. Faydası, bağırsakları harekete getirerek hacet hissini uyandırır.
4 – Sevdayı meydana getiren zahiri sebepler, kuru gıdalar ve hararetli yemeklerdir. Sevda normal veya anormal olur. Normal olanı kanın bakiyesidir, karaciğerde meydana gelir, bir kısmı kana karışır, bir kısmı dalağa geçer. Kana karışan kısmı kemik gibi bazı uzuvların beslenmesine hizmet eder, bir kısmı da kanın tahallülüne mâni olur.
HAYATIN BEKASI İÇİN ZARURİ VE ELZEM OLAN SEBEPLER:
Hava, iklim, gıdalar, hareket, sükûnet, uyku ve uyanıklıktır.
MADEN SULARININ FAYDALARI:
Demirli sular: İştahı açar, dalak hastalığına iyi gelir, şehveti çoğaltır, mide ağrılarını men eder.
Şap’lı sular: Kan tükürmeyi keser, fazla âdeti azaltır.
HAMAMLAR VE İNSAN ÜZERİNDE YAPMIŞ OLDUKLARI ETKİLER:
Hamamlar en değerli sıhhat âmilleridirler. Aç karnına hamama girmek insanı zayıf düşürür.
Madenli su hamamları: Ağrıları teskin vextahlil eder, şişleri indirir, iltihaplı yaraları iyileştirir.
Bakırlı, demirli ve tuzlu banyolar: Mafsal ağrılarına, siyatiğe faydalıdırlar.
Bakırlı sular: Ağız, göz ve kulak hastalıklarına iyi gelirler. Demirli sular: Dalak ve mide hastalıklarına iyi gelirler.
Tuzlu maden suları: Göğüs ve baş hastalıklarına şifa verirler, mide rutubeti ve sirozu olanlar için faydalıdır.
Saplı sular: Kan tükürmeye, makad kanamalarına, fazla âdeti durdurmaya, sebepsiz çocuk düşüren kadınlara iyi gelir.
Kükürtlü sular: Ağrıları keser, sinirlere kuvvet verir, ciltteki çıban ve yaraları iyi eder, derideki lekeleri giderir, mideyi gevşetir, şehveti azaltır.
Kâfurlu sular: Baş ağrısı’ yapar, bu su ile banyo yapanlar başlarını bu suya sokmamalıdırlar. Banyolara tedrici olarak girmeli birdenbire girmemelidir.
SICAK KUM BANYOLARI VE ŞİFALAR
Sıcak kum banyosu yapmak yukarıda geçen bütün hastalıklara iyi gelir, ağrıları giderir.
Sıcak hamamda vücut. yağ ile oğulursa mafsal ve sinir ağrılarına iyi gelir.
SOĞUK SU BANYOLARININ ŞİFALARI:
Kuvveti yerinde olanlar için soğuk su banyoları iyidir. Mevsimin soğuk su banyosuna muvafık olması lazımdır. İhtiyarlar ve çocuklar için soğuk su banyoları iyi değildir. Soğuk suya birdenbire girmelidir, titreme gelmeden evvel çıkmalıdır.
SIHHATLİ OLMANIN UMUMİ KAİDELERİ:
1.) Gıda,
2) Uyku,
3) Riyazet, Spor.
Gıda: Sıhhatlerini korumak isteyenler yiyecekleri gıdalara çok dikkat etmelidirler. Açlık hissetmeden evvel yemek yememelidir. İnsan, iştahı gelince beklemesi hiç iyi değildir. Kış mevsimlerinde ısıtıcı, yaz mevsimlerinde ise tabiatı soğuk gıdalar yenmelidir. Yemeklerde ilâç tesiri olmalı, yemekler açlık hissi belirince yenmeli, gıdaların cinsine bakmalı, miktarına dikkat etmeli, pis-mesine ehemmiyet vermeli, vücudun tabiatına muvafık gıdalar yenmelidir. Zayıf bünyeli ve ihtiyacı olan kimseler çok besleyici gıdalar yemelidirler. Yemekten sonra çok su içmemelidir, hazme mâni olur. Hiç bir vakit mide tam doluncaya kadar yememelidir, iştah tamamı ile bitmeden sofradan kalkmalıdır. Yemekten sonra ateşlenen kimseler yemeği az ve sık sık yemelidirler. Yemeğin hazım olunması. için de yem-eklerden sonra biraz hareket edilmesi lâzımdır.
Uyku: Tabiî kuvveti takviye eder, nefsin kuvvetini rahatlandırır ve cevherini çoğaltır. Sağlam bir bünyeye sahip olabilmek için zamanında yatmak, zamanında kalkmak ve yeteri kadar uyumak lâzımdır. Uyku derin olursa iyi olur. Gündüzleri uyumak ve aç karnına yatmak degildir. Yatarken evvelâ sağa sonra sola dönerek yatmalı arka üstü baş asağı yatmamalıdır.
Riyazet: Bunun birçok şekilleri vardır. En basit, bir insanın kendi işlerini yapması riyazettir. Asıl riyazet istek ile yapılandır. Meselâ güreşmek, ata binmek, kılıç kalkan oynamak, koşmak, sıçramak, gölgesini düşman ederek kılıçla ona hücum etmek gibi… Riyazet (Jimnastik) bedeni yumuşatır, fena rutubeti giderir; riyazeti terk etmek hayatı terk etmek gibidir. Riyazetten sonra vücudu yağlamak ve oğmak iyidir.
İHTİYARLARA MAHSUS HUSUSİ KAİDELER:
İhtiyarlar gençlerden daha çok istirahat etmeli ve sıcak yerlerde oturmamalıdır. Kabız olmamaya ve idrarın çıkmasına dikkat etmelidirler. Bunlara hafif masajlar ve yürümeler iyi gelir. İhtiyarlar gıdalarına da çok dikkat etmelidirler. Ağır yemeklerden sakınmaları lazımdır. Bunların ekmek ile bal yemesi kendileri için çok faydalıdır. Süt, münasip bir gıdadır, hem besler hem suyu çoğaltır. Sebzelerden pırasa, pazı ve kereviz yemeleri tercih edilir. Zaman zaman sarımsak da. yemeleri münasiptir. Zencefil gibi az kızdırıcı şeyler de faydalıdır. Yaz mevsimlerinde de yaş incir, erik; kışları da bal ile pişirilmiş kuru incir yemek iyi gelir, bunlar bağırsaklara yumuşaklık verirler.
Eğer ihtiyarlarda kabızlık veya idrar tutulması gibi haller olursa bunları izale edici ilâçlar vermelidir. Biberli, sarımsak, soğan yemek, âdetleri ise yedirmelidir. idrarlarında tutulma (prostat) olursa kereviz tohumu içirilmelidir.
MUHTELİF MEVSİMLERDE YAPILMASI GEREKEN ŞEYLER
İlkbaharda kan aldırılır, idrarı söktürücü ilâçlar içilir. Yazın her şeyde normali yapılır. Sonbaharda daha fazla yemek yenilebilir. Kışın ekmek, et çok yemelidir.
KAN ALDIRMANIN FAYDALARI:
Kanın çokluğunda veya bozukluğunda. kan aldırılır. Kan aldırma gelmiş veya gelecek hastalığa mâni olur. Kan aldırması lâzım gelen kimseler:
Adeti kesilen kadınlar
Renkleri çok kırmızı olanlar
Sarah ve malihulyalı olanlar
Bu gibi hastalıkları olanlardan ilkbaharda kan aldırılır.
Kanı az olanlardan, gebelerden kan aldırmak caiz değildir. Ondört yaşından evvel, yetmiş yaşından sonra kan aldırmak caiz değildir. Kan aldırdıktan bir saat kadar sonra yemek yemelidir.
KAN NE ZAMAN ALDIRIIMALI?
Hacamat, kamerî ayların ortasında, güneşin doğmasından üç saat sonra yaptırılır. Kan durmazsa üzerine yanmış mazı ve sakız otu konur.
İBNİ SİNA’YA GÖRE HAVA VE İKLİMLERİN İNSAN BÜNYESİNDEKİ ETKİLERİ:
Hekimlerin üstadı Ebu Ali İbni Sina diyor ki: Fazla sıcak havada mafsal ağrıları, sıtma, kuvvetsizlik, hazımsızlık, akciğer hastalıkları olur. Soğuk havada bronşit ile nezleler çok olur. Az soğuk olan yer fazla sıcak olan yerden sıhhate daha uygundur.
Soğuk memleketlerde bulunan insanlar kuvvetli olurlar. Eğer bu yerler rutubetli ise ahalisi şişman olur, derileri ince olur, lâkin genç yaşta ölürler. Yüksek yerlerde bulunan insanlar kuvvetli ve sıhhatli olur, boyları uzun olur. Kuru yerlerde bulunan insanlar kuru ve zayıf olurlar. Derileri çatlar. dimağları çabuk kurur.
Çok kuru yerin ahalisi çok ateşli, kederli ve gamlı olur.
Rutubetli yerlerin halkı güzel, cildleri yumuşak olur. Dağlık ve taşlık yerlerin ahalisi kuvvetli, kibirli ve bozuk ahlâklıdır. Kimi gaipten haber verir, kimi herkesten üstün olduğunu zanneder.
OTURULAN MESKENLER HAKKINDA İBNİ SİNA’NIN GÖRÜŞÜ:
Oturulan evin odaları büyük olmalı, kapı ve pencereleri şimale veya şarka açılmalıdır. Pencereler eve kâfi şekilde güneş girmesine müsait olmalıdır. O yerde akar iyi sular bulunmalıdır.
“Her derdin bir dermanı vardır.”
SIHHATLI YAŞAMANIN PRENSİPLERİ
Rabbimiz, kitabımız Kur’an-ı Kerim‘de: Yeyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz buyurmaktadır. Devr-i Risaletpenahide krallardan biri hastalananların tedavilerini yapmak üzere bir hekimi Peygamberimiz Efendimiz (a.s.)a göndermişti. Üç sene Hazret-i Peygamberin yanında bulunmasına rağmen hiç bir ferd gelerek hastalıktan şikayette bulunmadı. Buna üzülen hekim Peygamberimizin huzuruna çıkarak: Ey Allah’ın Resulü; üç senedir burada bulunmama rağmen hiç bir ferd tedavi için bana başvurmadı. İzin verirseniz memleketime döneceğim. Bunun üzerine Efendimiz ona; Onların içinde hekim yoktur. Fakat onlar yemek yediklerinde az yerler. İştahları varken ellerini yemekten çekerler. İşte bunun için onlar sıhhat içinde yaşayıp lıastalanmazlar, buyurması üzerine hekim. -Yâ. Resülallah, bundan daha büyük hekimlik olmaz, dedi. Peygamberimizin ruhsatı üzerine memleketine avdet etti.
YAZ YİYECEKLERİ:
Safradan ötürü mizacı sıcak olanların içecekleri ve yiyecekleri şunlar olmalıdır: Yazın sıcak günlerde, kabak ve ıspanak yemekleri, sirkeli hıyar salatası ve cacık yenilmeli, limon şerbeti, nilüfer şerbeti ve erik hoşafı içilmelidir. Mizacı sıcak olup, kanlı olanlar sirkeli mercimek çorbası, üzüm şırası, kadın tuzluğu suyu ve limonata içmeli.
Balgam çıkaranlar karabiberli, kimyonlu veya tarçınlı kebap, koyun eti ile pişirilmiş karabiberli pilav yemeli.
Vücudu soğuk olanlar sevdevi olurlarsa bunlar da: Vücudu soğutucu ve harareti az olan gıdalardan yemelidirler. Kabak ile pişirilmiş yahni, kabak dolması, biber, tarçınlı et köftesi, koyun veya piliç eti ile pişirilmiş ıspanak yemeklerine birer tutam maydanoz ilave edilerek yenilir. Rafadan yumurta, linıondan yapılmış şerbetler, koyun gerdanı ve tavuk suyundan yapılmış çorbalar içilir. Baklava yenir..