Karaciğerin içinde veya üzerinde bulunan sıvı dolu keseciklerdir. Bu kistler genellikle iyi huylu, yani zararsızdır ve çoğu zaman belirti vermezler. Ancak, nadiren büyük boyutlara ulaştıklarında veya enfekte olduklarında belirti verebilirler. Karaciğer kisti, farklı türlerde olabilir. devamı sonraki sayfada...
İçerik
1 Karaciğer Kisti Türleri
2 Karaciğer Kisti Belirtileri
3 Karaciğer Kisti Tedavi Yöntemleri
Karaciğer Kisti Türleri
Karaciğer kistleri, karaciğerin içinde veya yüzeyinde bulunan sıvı dolu keseciklerdir. Çoğu zaman zararsız olan bu kistlerin farklı türleri mevcuttur ve bu türler kistlerin kaynağına ve yapısına göre sınıflandırılır. En yaygın türler, basit kistler, paraziter kistler ve polikistik karaciğer hastalığına bağlı kistlerdir.
Basit karaciğer kistleri, en sık rastlanan türdür ve genellikle doğuştan gelir. Çoğu kişi bu kistlerin varlığından habersizdir, çünkü genellikle belirti vermezler ve zararsızdırlar. Basit kistler, ince bir duvarla çevrili, berrak sıvı dolu kistlerdir.
Başka bir nedenle yapılan görüntüleme testlerinde tesadüfen fark edilirler. Eğer kistler çok büyürse karın ağrısı gibi şikayetlere yol açabilir ve bu durumda cerrahi müdahale gerekebilir.
Paraziter kistler, ekinokok parazitin neden olduğu enfeksiyon sonucu gelişir. Ekinokok paraziti genellikle hayvanlardan insanlara bulaşır ve karaciğerde kistler oluşturur. Bu kistler zamanla büyüyebilir ve tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Paraziter kistler, genellikle cerrahi olarak çıkarılır ve antibiyotik tedavisi ile desteklenir.
Polikistik karaciğer hastalığı, genetik bir bozukluktur ve karaciğerde çok sayıda kist oluşmasına neden olur. Bu durum genellikle böbreklerdeki polikistik hastalıkla birlikte görülür. Karaciğerin işlevini etkileyebilir. Bu hastalığın tedavisi, kistlerin boyutuna ve karaciğer üzerindeki etkisine bağlı olarak değişir.
Karaciğer kistleri genellikle iyi huyludur. Ancak paraziter kistler gibi bazı türler tıbbi müdahale gerektirebilir.
Karaciğer Kisti Belirtileri
Karaciğer kisti, genellikle belirti vermeyen, sıvı dolu keseciklerdir. Çoğu zaman zararsızdırlar. Çoğu insan, bu kistlerin varlığından habersizdir. Kistler genellikle başka bir sağlık sorunu nedeniyle yapılan görüntüleme testlerinde tesadüfen tespit edilir.
Karaciğer kistleri büyüdükçe, karaciğerde baskı yaparak karın sağ üst bölgesinde ağrıya neden olabilir. Bu ağrı, genellikle hafif şiddette başlar, ancak kistin büyüklüğüne ve konumuna bağlı olarak daha yoğun hale gelebilir. Bazı hastalar ağrıyı, dolgunluk veya rahatsızlık hissi olarak tarif eder.
Büyük kistler karaciğere baskı yaparak şişkinlik ve dolgunluk hissi yaratabilir. Bu durum, özellikle yemeklerden sonra rahatsızlık hissine neden olabilir. Hastalar, midede şişkinlik, doluluk ve bazen hassasiyet yaşayabilirler.
Büyük boyutlara ulaşan kistler mideye baskı yaparak bulantı ve nadiren de kusmaya yol açabilir. Bu belirtiler, genellikle kistlerin çok büyük olduğu durumlarda görülür.
Kistler safra yollarına baskı yapacak kadar büyüdüğünde safra akışını engelleyebilir. Bu durumda hastada sarılık belirtileri ortaya çıkabilir. Gözlerin beyaz kısmında ve ciltte sararma, idrarın koyu renkli olması, dışkının açık renkli olması gibi belirtiler görülebilir.
Nadir durumlarda, karaciğer kistleri enfekte olabilir. Enfekte kistler ateşe, halsizliğe ve karın bölgesinde şiddetli ağrıya yol açabilir. Enfekte kistler acil tıbbi müdahale gerektirir.
Karaciğer kistleri genellikle belirti vermez. Ancak, yukarıda bahsedilen semptomlar görüldüğünde doktora başvurmak önemlidir.
Karaciğer Kisti Tedavi Yöntemleri
Karaciğer kisti genellikle zararsız ve belirti vermeyen oluşumlardır. Bu nedenle çoğu kişi tedaviye ihtiyaç duymaz. Ancak, kist büyüklüğü, semptomların varlığı ya da enfeksiyon riski gibi durumlar tedavi gerektirir. Tedavi yöntemleri, kistin türüne, boyutuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.
Semptom göstermeyen, küçük ve basit karaciğer kistleri için herhangi bir tedavi uygulanmaz. Bu tür kistler, düzenli aralıklarla ultrason veya tomografi ile takip edilir. Kistin büyüme eğilimi göstermediği veya semptomlara yol açmadığı durumlarda tedaviye gerek duyulmaz.
Eğer kist büyükse ve rahatsızlık veriyorsa, minimal invaziv bir yöntem olan iğne ile boşaltma (aspirasyon) uygulanabilir. Bu yöntemde kist içine ince bir iğne ile girilir ve içerisindeki sıvı boşaltılır. Ancak, bu tedavi yöntemi genellikle geçici bir çözüm sağlar, çünkü kist yeniden sıvı biriktirebilir.
Büyük, ağrıya yol açan veya komplikasyon riski taşıyan karaciğer kistleri cerrahi yöntemlerle çıkarılabilir. Laparoskopik cerrahi, minimal invaziv şekilde gerçekleştirmek için tercih edilir. Ağrıyı azaltır ve iyileşme süresini hızlandırır. Ancak, daha büyük kistlerde açık cerrahi gerekebilir.
Paraziter kistler (ekinokok kistleri) söz konusu olduğunda, cerrahi müdahale kaçınılmaz olabilir. Paraziter kistler ilaç tedavisi ile desteklenerek enfeksiyonun kaldırılması sağlanır. Ekinokok kistlerinde erken tedavi önemlidir. Aksi halde bu kistler ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
İğne ile boşaltma işlemi sonrasında, kistin yeniden dolmasını engellemek için skleroterapi uygulanır. Skleroterapi sırasında kist içine kimyasal bir madde enjekte edilerek kistin küçülmesi sağlanır. Karaciğer kistlerinin tedaviye ihtiyaç duyup duymadığı, hastanın genel sağlık durumu ve kistin özelliklerine bağlıdır. Ayrıca, karaciğer kisti büyüklüğü ve semptomlara yol açıp açmadığı da tedavi kararı üzerinde belirleyici bir rol oynar.