Hicranlı bir suskunlukla bir müddet öylece kalakaldı. Gözlerine hücum eden yaşlar yanaklarından süzülüp göğsüne damladı. Kendisini toparlayıp 'Onun adına görüşebileceğim bir yakını var mı acaba?' diye sordu. 'Evet var, oğlu Selim Bey....'. Titrek bir sesle 'Öyleyse Selim Beyle görüşebilir miyim?' dedi. Görevli hanım, insanda saygı uyandıran bu kibar beyefendiye, 'Selim Bey oldukça meşgul bir insan, randevusuz görüşmek pek mümkün olmuyor; ama ben yine de kendisine bir haber vereyim” ' Dedi ve telefona yöneldi.. Sonra 'Kim diyelim efendim?' diye sordu. 'Kendimi ona ben tanıtmak istiyorum kızım.' cevabı üzerine sekreter dahili telefonu çevirdi. Daha sonra, 'Selim Bey sizinle görüşmeyi kabul etti, lütfen beni takip edin.' dedi. Beraber merdivenden çıktılar.