Köyün en güzel kızı Elif, kasabaya inmiş. Şehrin ışıkları, mağazaları derken aklı başından gitmiş. Bir de ne görsün, kocaman bir dükkanın önünde sıra sıra otomatik kaşıntı aletleri! Gözleri fal taşı gibi açılmış, içeri dalmış.
"Affedersiniz," demiş tezgahtara çekinerek, "Bunlar ne işe yarıyor?"
Tezgahtar gülümsemiş, "Hanımefendi, bunlar hayatınızı değiştirecek aletler. Her biri farklı bölgeler için."
Elif şaşkınlıkla birini eline almış, "Peki, bu nasıl çalışıyor?"
Tezgahtar, "Şimdi, bunu fişe takıyorsunuz, düğmesine basıyorsunuz, sonra istediğiniz yere tutuyorsunuz..."
Elif sözünü kesmiş, "Fışe mi? Bizim köyde elektrik yok ki!"
Tezgahtar düşünmüş, "O zaman size pilli olanlardan verelim."
Elif sevinmiş, "Tamam, bir tane de ondan alayım."
Köyüne dönmüş, heyecanla kocası Temel'e olanları anlatmış. Temel de meraklanmış, "Göster bakalım ne aldın?"
Elif otomatik kaşıntı aletini çıkarmış, Temel incelemiş, "Ula Elif, bu ne?"
Elif, "Bu benim yeni kaşıntı gidericim!" demiş gülerek.Go'rsele ilerleyn devamı diger sayfada..
Temel kaşlarını çatmış, "Ne kaşıntı gidericisi? Benim elim varken ne kaşıntı gidericisi?"
Elif, "Ama bu beni senden daha iyi kaşıyor!"
Temel sinirlenmiş, aleti elinden almış, "Ula uşak, sen benim karımı mı kaşıyacaksın?"
Aleti yere vurmuş, kırmış. Sonra da Elif'e dönmüş, "Bundan sonra benim sözümden çıkarsan, seni de böyle kırarım!"
Aradan birkaç gün geçmiş, Temel tarlada çalışırken sırtı kaşınmaya başlamış. Eve gelmiş, Elif'e, "Elif, benim sırtım çok kaşınıyor, bir kaşıysana." demiş.
Elif gülümsemiş, "Tabii ki Temel'im," demiş. Sonra da çekmeceden kırık otomatik kaşıntı aletini çıkarmış, "Ama önce bunu tamir etmem lazım."demiş gülerek