Kacy’nin köpeği her gün üç varsayılan coşkuyla pencereden dışarı bakardı. Her zaman aynı noktaya odaklanırdı yani caddenin düşünki komşularının oturma odasısına. Kacy başlangıçta sadece yürüyüşe çıkmak istediğini düşünmüştü. Bir yıl sonra komşusu özel bir şey yaptığında, köpeği daha da garip davranmaya başlamıştı
devamı sonraki sayfada...
Kacy, onunla ilgilenmediği yoğun günlerde köpeğinin sıkıldığını biliyordu. Ayrıca köpeklerin pencerenin kenarında oturmaktan hoşlandığının da farkındaydı. Köpeğinin durumu iyiydi ve garip herhangi bir davranışta bulunmuyordu. Afiyeti yerindeydi. Kacy de elinden geldiği kadar ona ilgi göstermeye dikkat ediyordu. Köpeğine her gün mutlaka sarılır ve dört ayaklı dostuna sevgiyle konuşurdu. Ama dikkatini çeken başka bir şey daha olmuştu. Aylar boyu köpeğinin bu ilgisinin sebebini anlamaya çalışmıştı. Başlarda bu konuya çok da takılmamış üzerine pek düşmemişti. Köpekler bazen herhangi bir şeye gözlerini diker ve sadece bakarlardı. Belki de dışarıdaki başka bir köpeğe ya da gelip giden arabalara bakıyordu. Ya da canı sadece dışarı çıkmak istiyor olabilirdi. Köpeğine yakından baktığı zaman, bu tahminlerinden hiçbirinin tutmadığını fark etti.
devamı sonraki sayfada...
Belirli bir şeye gözlerini dikiyordu. Etrafa bakmıyordu, dikkatini tek bir noktaya sabitlemişti. Köpeğin ilgilendiği şey trafikteki arabalar değildi. Neydi bu? Bir insan mı? Ya da bir nesne mi? Köpeğinin dikkatini bu kadar uzun süre tutan şey ne olabilirdi ki? Kacy, bu gizemi çözebilmek için işinden bir günlük izin almaya karar verdi. Sonra inanılmaz bir şey keşfetti….. Evde oturmuş televizyon izlerken, köpeğinin pencereden dışarı komşusunun penceresine takıldığını anladı. O tarafa doğru dönünce ise dikkat çekici bir şey gördü. Komşunun kedisi de onun köpeğine bakıyordu. Ancak, sadece birkaç dakika göz göze gelmiş gibiydiler. Köpeğinin neden sonraki iki saat aynı noktaya odaklanmaya devam ettiğini anlayamadı. Dikkatlice tekrar bakınca, komşunun kedisinin top haline gelerek uyuduğunu gördü. Köpeğinin neden bu kediyi bu kadar saplantı haline getirdiğini anlamadı çünkü köpeğinin kedileri bu kadar da çok sevmediğini biliyordu. Ama köpeği hakkında sahip olduğu yargısı özel bir şeye tanıklık edince çürümüş oldu” Kacy, köpeğinin komşunun kedisini izlediğinden kesinlikle emindi. Kedinin de ona ilgisine aynı oranda karşılık verip vermediğini merak etti. Bu durumu iyice incelemeye karar verdi. Evet kedi de gözlerini dikmiş köpeğine bakıyordu. Komşusuna bu durumu sorduğunda ise çok şirin bir yanıt aldı…. Komşusu da kedinin farklı davrandığını görmüş, çok sık olarak onu saatlerce camın kenarında oturduğunu söylemişti. Her ikisi de hayvanların arasında gelişen bu bağa inanamamışlardı. Sonunda köpeğinin baktığı şeyin komşusunun kedisi olduğunu keşfettiği için artık konuyla daha yakından ilgilenebilirdi. Bir gün, merdivenlerden aşağı indiğinde köpeğini kendisine mutsuzca bakarken buldu. bakıldığında hasta gibi de görünmüyordu. Köpeğinin bu olağandışı durumunu daha iyi anlamak için onu birkaç gün boyunca gözlenin iyi olacağını düşündü. Fakat durum devam edince bu sefer köpeğini veterinere götürmeye karar verdi. Veterinere göre herhangi bir sorun yoktu her şey normaldi. Eve geri döner dönmez köpeği hemen aynı yere uzandı. Dışarı baktığında ise gördüğü karşısında afalladı…..Komşunun pencere pervazında envai çeşit saksı vardı. Bu saksılar köpeğinin görüş alanını kapatmış ve artık kediyi göremez hale gelmişti. Kacy bunu daha önce fark etmemiş olduğuna inanamıyordu. Mümkün olan en kısa sürede problemi ortadan kaldıracak uygun bir çözüm bulması gerektiğinin farkındaydı…”Kacy köpeğinin neşesini yerine getirmek için elinden ne geldiyse yapmıştı ama hiç biri başarılı olmamıştı. Onunla oyunlar oynamış, yürüyüşlere çıkmış, yeni köpek oyuncakları almış ve hatta yatağında onunla birlikte uyumasına izin bile vermişti. Yine de pek etkisini görememişti. Köpeğinin durumuna üzülen Kacy artık risk alma zamanının geldiğine karar verdi. Son çareye başvurmalıydı, kulağa çok saçma geldiğini bilse de bu adımı atmak zorundaydı.