“Nasıl söyleyeceğim bilemiyorum… Umarım yanlış anlamazsın… Sen çok DEVAMINI OKUMAK İÇİN GÖRSELE TIKLAYIP GEÇİN,,,,
Tamirci Güzel Kadının Evine Giderse
Bu eve adımını attığından beri senle birlikte bir şey yapmak geçiyor aklımdan ama nasıl söyleyeceğim bilemiyorum…”
-“Söyleyin hanımefendi, ne isterseniz yaparız!”
Çekici bir ev kadınının televizyonu bozulur ve tamirciyi eve çağırır. Gelen delikanlı bakışlarını bir türlü kadından alamaz ve tamir işini zorlukla bitirir. İş bitince, kadın çocuğa yaklaşır:
“Nasıl söyleyeceğim bilemiyorum… Umarım yanlış anlamazsın… Sen çok güçlü, kaslı birisin… Benim kocamsa senin gibi değil, çelimsiz ve güçsüz bir insan… Bu eve adımını attığından beri senle birlikte bir şey yapmak geçiyor aklımdan ama nasıl söyleyeceğim bilemiyorum…”
-“Söyleyin hanımefendi, ne isterseniz yaparız!”
-“Şu buzdolabını, şu köşeden şu tarafa alabilir miyiz?
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar. Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız, sevgilisinin kulağına fısıldar:
- Sevgilim, sana apandisit ameliyatı olduğum yeri göstereyim mi
Delikanlının gözleri parlar.
- Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek:
- Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı.
Kalın Olanmı İnce Olanmı Makbul
Bir gün kötü yola düşmüş iki kadın yol boyunda saç saça baş başa kavga ederler, bu sırada yoldan polis arabası geçer bunları görür ve durur. Polise derler polis bey ben haklıyım o der ben haklıyım poliste karakolda anlatın der ve karakola giderler mahkemelik olurlar aradan bir ay geçer mahkeme günü gelir duruşmaya çıkarlar hakim sorar sizin şikâyetiniz nedir biri çıkar hakim bey ben diyorum kalın olanı makbul o diyor ince olanı makbul bu yüzden kavga ettik sizce kalın olanı makbul değil mi der hakim düşünür ve cevap bulamaz mahkemeyi erteler 1 ay gel zaman git zaman hakim uyurken bile onun cevabını düşünür hakimin eşi de gece yarısı sorar yatakta bey seni çok düşünceli görüyorum hakim de derki hiç sorma hanım kimin haklı olduğuna karar veremedim hanımı da merak edip sorar neymiş bana söyle belki ben bilirim hakim der hanım bunca yıllık meslek hayatım var ben bilemeyeceğim de sen nerden bileceksin söyle söyle der ve hakim eşine olan biteni anlatır iki yolcu kadın geldi biri ince olanı makbul biri kalın olanı makbul diyor hangisi haklı bilmiyorum eşi de derki bunu bilemeyecek ne var ki bey ne kalın olanı makbul ne ince olanı içinde en uzun süre kalanı makbuldür ve hakim sevinir gel zaman git zaman duruşma günü gelir ve yolcu kadınlar ikisi de büyük bir sevinçle zıplayarak hakim bey ince olanı makbul değil mi öteki de kalın olanı makbul değil mi hakim de derki ne kalın olanı makbul nede ince olanı içinde en uzun süre duranı makbuldür ve bunu duyan yolcu kadınlar evet ya biz bunu nasıl düşünemedik derler ve hakime sorarlar
- "Hakim bey siz hangi orospudan duydunuz bunu?"
Kekemenin biri bir gün Beşiktaş'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamış, en yakınındakı bir bakkala girip
-KakakakarrdeşHH, bubububurraaalarrrrdaddadadad bbbi kekekemememe okukukukuluuu varmış, nenenenerededede bibibiliyor musususun? diye sormuş.
Bakkal cevap vermiş:
-Okulun yerini bilmiyorum ama kardeşim, senin okula hiç ihtiyacın yok! Bence gayet iyi kekeliyorsun!.
İki sevgili bir ağacın gölgesinde otururlar. Delikanlının tatlı sözleri arasında bir ara kız, sevgilisinin kulağına fısıldar:
- Sevgilim, sana apandisit ameliyatı olduğum yeri göstereyim mi
Delikanlının gözleri parlar.
- Göster canım göster.
Kız eliyle uzak bir yeri göstererek:
- Bak şu ilerde görünen sarı bina var ya, onun üçüncü katı...
Bir işadamı bara girer, oturur ve bir duble içecek sipariş eder. İçkisini bitirdikten sonra, gömleğinin cebine bir göz atar, ardından barmene bir duble içki daha hazırlamasını söyler. Bunu da bitirince, yine gömleğinin cebine bir göz atar, sonra barmene dönüp bir duble daha içki siparişi verir. Barmen;
- Bakın bayım, size bütün gece içecek verebilirim. Fakat, bardağı her doldurmamı istediğinizde, neden önce gömleğinizin cebine bakıyorsunuz? diye sorar. Adam cevap verir;
- Karımın fotoğrafına bakıyorum. Ne zaman gözüme güzel gözükürse, işte o zaman eve gitme zamanı gelmiş demektir.
Adamın biri bara girmiş.
- Garson, herkese içki ver kendine de al demiş. İçkiler içilmiş garson hesap için gelince adam:
- Para yok demiş. Tabi garson bunu bir güzel dövüp dışarı atmış. Diğer akşam tekrar gelmiş ve yine garson herkese içki kendine de al demiş ve sonuçta parası olmadığı için yine dayak yemiş ve gitmiş. Bu üç akşam böyle devam etmiş. Dördüncü gün yine gelmiş ve şöyle demiş;
- Garson herkese benden içki, fakat bu sefer sen içme, içince sapıtıyor, sonra da kavga çıkarıyorsun....