Herkesin “Canavar” Dediği Yiğitle Evlendi – Sadece Köyünü Kurtarmak İçin!

3. Fedakarlık

Elif, pencereye yürüdü. Açlıktan solmuş çocukları, yaşlıları, babasını düşündü. Reddederse köy yok olacaktı. “Karar vermek için ne kadar vaktim var?” diye sordu. “Üç gün,” dedi babası.

O gece Elif uyuyamadı. Hayatını tanımlayan eşyaları seyretti. Beşik kertmesi elbisesi, çocukluğundan kalan kurutulmuş çiçekler, hayal ettiği masum günlere aitti. İkinci günün şafağında kararını verdi. Caminin mihrabında dua eden Hoca Efendi’ye gitti. “Teklifi kabul ediyorum. Alparslan’la evleneceğim. Ama sizden bir şey istiyorum. Bana bir şey olursa babama bakın ve herkesin bunu korku için değil sevgi için yaptığımı hatırlamasını sağlayın,” dedi.

Osman Bey, Yüzbaşı Cemal’e olumlu cevap gönderdiğinde bütün köy sessizliğe gömüldü. Elif, sevdiği herkesin hayatını kurtarmak için kıraç toprakların iblisine teslim edilecekti.


4. Kalenin Kapıları

Kafile, Cemal’in kalesine doğru ilerledi. Elif, örtülü bir arabada, merhum annesine ait sade bir gelinlik giymişti. Babası acıyla at sürüyordu. Hoca Efendi de onlara eşlik etti. Kalenin taş duvarları, dikenli teller, gözetleme kuleleri ve askerler arasında Elif kendini kurban gibi hissediyordu.


Yüzbaşı Cemal, onları ana avluda karşıladı. Elif’i alaycı bir şekilde süzdü. “Alparslan yarın şafakta gelecek,” dedi. “Davranışlarınız sadece kendi kaderinizi değil, köyünüzün kaderini belirleyecek,” diye tehdit etti.

O gece Elif, gelin odası olarak ayrılmış küçük ve soğuk odada yıldızları izleyerek uyanık kaldı. Efsanelerde anlatılan canavar mıydı gerçekten Alparslan? Yoksa korku itibarının altında gizli bir insanlık mı vardı?

5. Efsanevi Yiğitle Karşılaşma

Şafak vakti, avluya nal sesleriyle haber verildi. Alparslan, muhteşem siyah bir at sürüyordu. İnanılmaz uzun ve heybetliydi, ama gözlerinde beklenen kanlı çılgınlık yoktu. Bunun yerine acı ve bilgelik vardı. Alparslan, koyu gözleriyle kaleyi taradı. “Kız kardeşim için geldim,” dedi. Yüzbaşı Cemal, “Elif Hanım’la evleneceksiniz. Karşılığında kız kardeşinizi serbest bırakacağım ve köyünüze erzak sağlayacağım,” dedi.

Alparslan, “Devam etmeden önce kadınla tanışmak istiyorum. Onur meselesi,” dedi. Avluda sessizlik oldu. Elif ana avluya getirildi. Başını dik tuttu, onur yayıyordu. Alparslan, “Bu evliliği halkını kurtarmak için kabul ettiğin söylendi. Doğru mu?” diye sordu.

“Doğru. Bu evliliği sevdiğim insanları korumak için kabul ediyorum,” dedi Elif.

6. Nikah ve Onur

Nikah, kalenin avlusunda, askerler ve taşların arasında kıyıldı. Hoca Efendi, “Alparslan, Elif’i eşin olarak kabul ediyor musun?” diye sordu. Alparslan, “Kabul ediyorum. Hayatımı onunki için korumaya söz veriyorum. Fedakarlığını onurlandırmaya ve onurunu kendi kız kardeşiminkini savunduğum gibi savunmaya,” dedi.

Elif de, “Kabul ediyorum. Bu evliliği onurlandırmaya ve taşıyacağım isme layık olmaya söz veriyorum,” dedi.
Reklamlar