Kardeşler Anneyi Miras Hırsıyla Sokağa Attı… Ama Postacının Getirdiği Zarf Her Şeyi Altüst Etti

Küçük bir Anadolu kasabasında, rüzgarın taş duvarlara vurduğu eski bir evde, Fatma Teyze’nin hikayesi yıllardır mahallede fısıldanırdı. Genç yaşta kocasını kaybeden Fatma, üç evladını –büyük oğlu Ahmet, ortanca oğlu Burak ve küçük kızı Elif– tek başına büyütmüştü. Tarlalarda sırtı bükülene kadar çalışmış, komşuların düğünlerinde, cenazelerinde elinden geleni esirgememişti. Çocuklarına okutmuş, ev bark kurmalarına yardım etmişti. Ama zamanla, evlatlarının gözlerinde parlayan ışık, annelerinin fedakarlıklarından çok, o taş evin altındaki toprağın ve mirasın yeşiline kaymıştı.
Yıllar geçti, Fatma Teyze’nin saçları ağardı, elleri titremeye başladı. Evlatları ise artık yetişkin, kendi yuva kurmuş, ama her bayramda eve döndüklerinde sohbetler hep aynı konuya saplanıyordu: “Anne, bu ev ne olacak? Topraklar kime kalacak?” Fatma gülümseyerek geçiştirirdi: “Ne olacaksa Allah’ın takdiri, evlatlarım. Siz sağ olun yeter.” Ama içten içe biliyordu; hırs, kalpleri kemiriyordu
Reklamlar